Sözcü yazarı Aytunç Erkin, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanı olan, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın “Ergenekon ve kumpas davaları”na ilişkin “Etrafımızda yakın çalıştığımız subay ve generaller var. Onların tavrında bazı farklılıkları sezdik. İstihbarat birimlerine tekrar tekrar sorduk. ‘Herhangi bir kayıt yoktur’ diye cevap geliyordu” sözlerine karşın, darbe girişiminin ardından hazırlanan 43 sayfalık rapora dikkati çekti.
Erkin darbenin ardından yaşananları şöyle aktardı:
“15 Temmuz 2016 darbe girişimi gecesinin bitimi ve ertesi sabah. Darbenin kilit isimlerinden Genelkurmay Personel Plan Yönetim Daire Başkanı Tuğgeneral Mehmet Partigöç ile Genelkurmay General-Amiral Şube Müdürü Kurmay Albay Cemil Turhan’ın makam odaları o sabah aranır. Çekmecelerden mavi klasör, kırmızı dosya, siyah karton kutu ve sarı zarf çıkar… Bunların içindeki evraklar, Genelkurmay İstihbarat tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilir. Fişlemeleri ve raporları inceler. Askeri usullerle ilgili hata yapmamak için Genelkurmay Başkanlığı’na başvururlar. Karargah, Tuğgeneral Nerim Bitlislioğlu, Albay Orhan Gürdal ve Albay Oğuz Okuyucu’nun olduğu bir Bilirkişi Heyeti oluşturur. Bilirkişi Heyeti’nin başındaki Tuğgeneral Nerim Bitlislioğlu ve ekibi, “mavi, kırmızı, siyah ve sarı” dosyaları da titizlikle inceler ve 6 Mart 2017’de, 43 sayfalık rapor hazırlar. Bu bilirkişi raporu, Türkiye’nin dört yanında görülen FETÖ askeri darbesi mahkemelerinin en önemli delillerinden biri olur. O renkli dosyalardan çıkan evrakların ayrıntılarında darbe girişimine nasıl gelindiği ortaya çıkar.”
Erkin, Hulusi Akar’ın şu açıklamalarını hatırlattı:
“Askeri hapishaneye ilk defa rütbeliler gelmeye başladı. Olabildiğince komutanlarımızın yardımıyla siyah elbise giydirilmesini kaldırdık. Hukuk çerçevesinde yapılacak ne varsa yapıldı. Hukuki anlamda süreç devam ediyordu. Kara Kuvvetleri Komutanı olduğumuzdan itibaren ‘burada Türkiye sathında her gittiğimiz yerde vazifemizi hukuk çerçevesinde, şeffaf yapacağız’ demiştik. Etrafımızda yakın çalıştığımız subay ve generaller var. Onların tavrında bazı farklılıkları sezdik. İstihbarat birimlerine tekrar tekrar sorduk. ‘Herhangi bir kayıt yoktur’ diye cevap geliyordu.”
Erkin, “Şimdi Hulusi Akar diyor ya: ‘İstihbarat birimlerine tekrar tekrar sorduk. Herhangi bir kayıt yoktur diye cevap geliyordu.’ Genelkurmay karargahından çıkan “notlara” göreyse ‘istihbarat’ gelmiş” diye yazdı.
Yazının tamamını okumak için .